Kemiğin Yapısı ve Kırığın İyileşme Süreci
Kemikler vücudumuzdaki canlı dokulardır. Birtakım hücrelerden, proteinden, mineralden oluşurlar ve kan damarları ile beslenirler. Kemiklerdeki bu canlı doku, büyümeye veya zarar gördüğünde kendini onarmaya hizmet eder. Hem sert hem de esnek yapılarıyla herhangi bir güce dayanıklılık gösterirler. Ancak kemiğin üzerine fazla bir kuvvet uygulandığında ya da osteoporoz(kemik erimesi) gibi durumlarda kemikler kırılabilir. Yukarıda ifade edildiği gibi canlılığa sahip olan kemik dokusu bu kırılma sonrasında tedaviyle kendini kendini onarabilir.
Kemik; kemik dokusu, iliği ve bunları saran kemik zarından oluşan damarlarla ve sinirlerle donatılmış yapılardır. Dünyaya geldiğimizde yaklaşık olarak 270 yumuşak kemikle doğarız. Büyüdükçe bu yumuşak kemikler sert bir hal alır. Hatta bazı kemikler de birleşek 206 kemiklik bir yetişkin iskeleti halini alır. İşte vücudumuzun iskeletini oluşturan bu yapı hem hareket etmeyi hem de hayati iç organların korunmasını sağlar. Diğer bir görevi ise kan hücresi oluşumunu ve depolanmasını sağlama, kalsiyum ve fosfor gibi mineral maddeleri bünyesinde barındırma, büyüme faktörleri ve sitokinler için depo görevi üstlenir.
Kemiğin yapısına genel bir bakacak olursak sert kemikten(kortikal, kompakt, sıkı), süngerimsi kemikten, subkondral dokudan, kemik zarı ve kemik iliğinden oluştuğunu görmekteyiz.
Sert kemik dokusu, kemiğin sert ve pürüzsüz dış dokusudur. Kemiğin sert ve sıkı olmasında kalsiyum, fosfat, kalsiyum karbonat ve magnezyum fosfatın etkisi vardır. Bu kemik dokusu uzun kemiklerin gövdesinde, diğer kemiklerin dış yüzeyinde yer alır.
Süngerimsi kemik, kemiğin içindeki süngerimsi dokudur. Sert kemikle karşılaştırıldığında yumuşak ve gözenekli bir yapıya sahiptir. Bu süngerimsi kemik dokunun arasındaki gözeneklerde kırmızı kemik iliği bulunmaktadır ve burada kan hücreleri üretilmetilmektedir.
Subkondral doku, kemiğin ucundaki kıkırdakla kaplı dokudur.
Kemik zarı (periosteum), kemiği kaplayan ince dış zardır. Bu zarın altında kemiğe besin ve kan taşıyan lenfatik damarların/kanın geçtiği tüneller vardır.
İlik boşluğu (medüller kanal), kırmızı veya sarı renkli kemik iliğini içeren ilik boşluğudur.
Kemik Kırıkları
Sert bir doku olmasına rağmen kuvvet uygulandığına eğilebilir, bükülebilir. Ancak uygulanan kuvvet fazla ise daha çok esneyemediği için çatlayabilir veya kırılabilir. Kemik kırıkları şiddetli gücün geldiği düşme, spor yaralanmaları veya kazalar sonucu oluşur. Bazen de kemiğin aşırı kullanımı sonucu kaslar yorulur ve kemiğe dayanılmaz bir baskı uygulayarak stres kırıklarına neden olur. Bu söz konusu durum günlük akvitilerde değil sporcularda gözlenir.
Kemiğin kırılmasının diğer bir nedeni ise osteoporoz yani kemik erimesidir. Osteoporoz ilerleyen yaş beraber görülen bir durumdur. Osteoporoz kemiklerin zayıflayarak kemik kırığı oluşumuna zemin hazırlar. Çünkü osteoporozda kemiğin içeriği, yapısı ve işlevi bozulur. Özellikle kadınların ilerleyen yaşlarda menopoza girmesiyle kemikler daha da zayıflar ve kemiklerin kırılmasına neden olur. Ancak yine de bilinmelidir ki kemik erimesi ve ağrılı kemik kırıkları normal değildir; osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.
En yaygın gördüğümüz kırık türleri ise şunlardır:
- Kısmi kemik kırıkları: Kemik bütünlüğü kısmen bozulmuş fakat tek parça halindeki kırıklardır. Bu tür kırıklara kemikte çatlak olarak da adlandırmaktayız.
- Basit kemik kırıkları: İki parçaya ayrılan kemik kırıkları olup kemik bütünlüğü bozulmaktadır.
- Açık kemik kırıkları: Kırılan kemikler birbirinden ayrılıp, ayrılan uçlar cilt dışına çıkmaktadır. Böylesi kırıklarda kanama ve enfeksiyon görülme riski her zaman vardır.
- Parçalı kemik kırıkları: Kemik bütünlüğü bozulur ve birden fazla, parçalı kırıkların olduğu türdür. Bu tür kırıklar ciddidir.
Kemik kırıklarının bulunduğu bölgeye göre sınıflandırması da mevcuttur. Ve şu şekilde sınıflandırılırlar:
- Vücudun üst kısmını, göğsü ve kolları etkileyen kırıklar: köprücük kemiği kırığı, omuz kırıkları, üst kol kemiği kırığı, dirsek kırığı ve kaburga kemiği kırığı
- Vücudun altını ve bacaklardaki kemiklere zarar veren kırıklar: leğen kemiği, uyluk kemiği kırığı, femur başı kırığı, kalça kemiği kırığı
- Elleri veya bileği etkileyen kırıklar:el bileği kırıkları, tarak kemiğinin küçük parmak ile eklem yaptığı bölgede meydana gelen metakarpal kırıklar
- Ayak ve ayak bileklerini etkileyen kırıklar: tarak kemiği kırığı, talus kırıkları
Kemik Kırığı Belirtileri
- Vücudumuzda herhangi bir kemik kırıldığında kırılan bölgede hareketsizlik ve şiddetli ağrı
- Kırılan bölgenin çevresinde şişlik, acı ve hassasiyet
- Kırılan bölgede morarma, yanma ve kızarıklık
- Bir uzvun yerinden çıkmış gibi görünmesi
Kemik Kırıklarının Teşhisi
Hastaneye acil olarak geldiğinizde ortopedi ve travmatoloji hekimi genel durumunuzu, kırığın boyutunu değerlendirmek için dikkatli bir fiziki muayene yapar. Kırığın nasıl meydana geldiğiyle ilgili sorular sorar. Ardından kemik kırığının teşhis edilebilmesi için röntgen çekilir, kırığın çevre dokulara olan hasarını görüntülemek için de MR(manyetik rezonans) ve BT(bilgisayarlı tomografi) taraması yapılır.
Kemik Kırıklarına Nasıl Bir Tedavi Uygulanır?
Vücudumuzdaki kemikler de tıpkı yaralarımız gibi kendi kendine iyileşebilmektedir. Kırık oluştuktan sonra kaynama süreci iyi geçirmek iyileşmeyi olumlu etkilemektedir. İyileşmeyi desteklemek için alçı yapılır ve alçının da amacı bir süre boyunca kemikleri hizalı ve birbirine yakın tutmaktır. Kırık bacakta ise iyileşmeyi desteklemek için koltuk değneği ve tekerlekli sandalye kullanılabilir.
Kemik kaynama sürecini desteklemek için dikkat edilmesi gerekenler:
- Hareketsizlik (İmmobilizasyon): Kırılan kemikteki hareketi engellemek için alçı uygulaması yapılır. Bu sayede hızlı ve güvenli bir iyileşme sağlanır. Zaman zaman da cerrahi olarak kemiği yerinde tutmak için vidalar, plakalar ve teller kullanılabilir.
- Beslenme: Kemik kırıklarının iyileşme sürecini destekler. Özellikle kalsiyum, protein, D ve C vitaminleri, mineraller kemik sağlığı için şarttır. Kemik kırığının iyileşme sürecinde özellikle süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, yağlı balıklar, yumurta tüketilmelidir.
- Sigara ve alkol: Sigara ve alkol kırılan kemiğin daha yavaş kaynamasına sebep olur.
- Fizik tedavi: Bu süreçte kırılan kemik alçıda iken bile hafif hareket egzersizleri yapılabilir. Çünkü bu egzersizler kasların güçsüz kalmasının önüne geçer. Ayrıca egzersiz sırasında kan dolaşımı olur, kan dolaşımı ise kemik onarımı için gereklidir. Dolayısıyla fizik tedavi bu hareketlerin güvenli bir şekilde yapılmasına yardımcı olur.
Hangi kırıklar için cerrahi işlem gerekir?
Bir kemiğin sağlıklı iyileşebilmesi için kırılan parçaların birbirine yakın olması yani birbirinden uzaklaşmamış olması gerekir. Kemiklerin birbirinden uzak olduğu kırıklarda kemik kendini onaramamaktadır. Bu durumda da kemikleri sabitlemek ve doğru konumlandırmak için kemiğin içine yerleştirilmiş metal çubuklar veya pimler kullanılır.
Kırılmış kemik kaynarken ağrır mı?
Kemik kırılmasından sonra ağrı üç aşamada görülür. Kırığın oluştuğu anda ortaya çıkan akut (ani) ağrı, kaynama sürecinde görülen geçici (subakut) ağrı ve iyileşme tamamlandıktan sonra da görülebilen kronik ağrı görülebilir.
Kırılan kemiğin iyileştiğini nasıl anlarım?
Ağrılar azalır, kırığın olduğu bölgeddeki şişlik ve morarma azalır. Ve kırılan kemikte yanma hissi görülebilir.
Kırılan kemiğin iyileşmesi ne kadar sürer?
Bireysel farklılıklar iyileşmede önemlidir. Kaynaması için gereken süre öncelikle kırığın tipine, hastanın yaşına, beslenmesine göre değişebilir. Genellikle kemik kırıkları 6 ile 8 hafta arasında iyileşir ancak bu süreler kırılan kemiğin ölçütüne göre değişebilir.