Kıkırdak Yaralanmalarında Tedavi Çeşitleri
Eklemde yükü taşıyan ve hareket ederken ağrı yaşatmayan özel yapıya eklem kıkırdağı denir. Bu kıkırdak yapısı kemikler arasında yastık işlevi görür. Eklemlerin arasındaki bu yapı hasar alabilir. Zaman içinde eskir, yumuşar, saçaklanır, dökülür ve hemen altındaki kemik ortaya çıkar. Hasarlanan bu kıkırdağa ise osteoartrit veya artroz adı verilir. Oluşan bu osteoartritin (aşınmanın) geriye dönüşü yoktur. Tedavi olarak öncelikle ilaç ardından cerrahi tedaviler uygulanır. Osteoartrit için kıkırdağı tamamen yenileyen bir tedavi yoktur.
Gençlerdeki osteoartritin sebebi ise spor sırasında alınan darbelerle eklem kıkırdağında hasar oluşmasındandır. Gençlerdeki bu tür vakalarda eklemleri sağlam olduğu için hasarlanan bölge için yenileyici tedaviler uygulanır. Bu tedaviler ise cerrahi müdahalelerle yapılır.
Erişkinlerdeki eklem kıkırdağının iyileşme şansı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple bizim de yazımızın konusu gençlerdeki bölgesel eklem kıkırdağı yaralanmalarına uygulanan tedavilerdir.
Eklem Kıkırdağı Yaralanmalarının Belirtileri
- Yaralanan bölgede oluşan ağrı
- Şişlik (Hareketle ortaya çıkan dinlenmeyle azalan)
- Eklemde takılma, kilitlenme hissi
- Eklemde kopan bir parça varsa hastanın bu parçayı hissetmesi (Bu parçaya eklem faresi adı verilir.)
Kıkırdak Yaralanmalarındaki Tedavi Seçenekleri
Kıkırdak hasarı eklemin yük taşımayan bölgesinde ve 1 santimetreden küçük ise aralıklı izlem yapılır.
Kıkırdak hasarı eklemin yük taşıyan bölgede ve 1 santimetreden büyük yaralanmalarda tedavi gereklidir. İlaçlar, fizik tedavi yöntemleri, ekleme enjekte edilen hyalüronik asitler denenebilir ancak bu yöntemler sadece belirtileri bir süre baskılamaktadır.
Genç hastalardaki tedavi ise cerrahidir. Kıkırdağa yönelik bu işlemler artroskopik (kapalı) ya da açık cerrahiyle yapılır.
Mikrokırık Yöntemi: 3 santimetreden küçük kıkırdak yaralanmalarına yapılır. İşlemde hasarlı bölge temizlendikten sonra 5 milimetre aralıklarla delikler açılır. Açılan bu deliklerden kemik iliğindeki kök hücrelerin hasarlı bölgeye ulaşması sağlanır. Bu işlemi yapmamızın nedeni kan pıhtıları içine yerleşen kök hücrelerin kıkırdak benzeri yapılara dönüşme yeteneğidir. Yeni kıkırdak benzeri doku oluşana kadar da ameliyat sonra 6 ile 8 hafta arası bir zamana ihtiyaç vardır. Ancak oluşan kıkırdak benzeri bu yapı normal/gerçek kıkırdaktan farklıdır ve normal kıkırdak gibi işlev görmesi beklenmemelidir. Ameliyat sonrası bu sürede ekleme yük binmemesi için koltuk değneği kullanılması önerilir. Ameliyat sonrasında birkaç haftalık olacak şekilde eklemi kontrollü çalıştıran “sürekli pasif hareket (CPM)” cihazı kullanılabilir. Gerekirse bu cihazı kiralayıp evde de kullanabilirsiniz.
Mozaikplasti Yöntemi: Sağlıklı bölgeden kıkırdak ve kemikten oluşan silindirik parçanın alınıp yük taşıyan hasarlı bölgeye taşınması / nakledilmesi işlemidir. Artroskopik (kapalı) ve açık yöntemle yapılabilir. 4 santimetrenin altındaki hasarlara uygulanır. En çok diz ve ayak bileği eklemlerinde uygulanır. Ameliyat sonrası dönem ise mikrokırık yöntemine benzemektedir.
Kıkırdak Nakli: Artroskopi ile eklemin yük taşımayan bölgesinden bir parça kıkırdak dokusu alınır. Bu doku steril laboratuar ortamında işlenir ve içindeki kıkırdak hücreleri çoğaltılır. Birkaç hafta süren bu işlem sonrasında açık cerrahi ile hasarlı bölgeye aktarılır.
Birinci Nesil Kıkırdak Nakli: Kıkırdak hücreleri üretilir ve üretilen doku hasarlı bölgeye yapıştırılır.
İkinci Nesil Kıkırdak Nakli: Çok yeni bir yöntem olmasına rağmen hastaların %80-90’ında başarılı sonuçlar alınmıştır. Birinci nesil ve ikinci nesil kıkırdak naklinin dezavantajı iki kere ameliyat gerektirmesi ve pahalı olmasıdır.