Kalça Sıkışma Sendromu
Kalça sıkışma sendromu ya da femoroasetabuler sıkışma (FAS) sendromu kalça ekleminin iki parçasının (femur ve pelvis) hareket esnasında birbirine anormal teması olarak tanımlanabilir. Özellikle gençlerde kalça ve kasık ağrılarında ilk akla gelen nedenlerden biridir. Şiddetli kasık ağrısı, hareket esnasında batma hissi, hareketle birlikte duyulan tıklama ve kilitlenme benzer ses en önemli semptomlardır. Femur (uyluk kemiği) baş-boyun bileşkesinde bozulmalar ve küreselleşme kaybı (CAM deformitesi) kalça sıkışma sendromuna en sık yol açan durumdur. Gerekli önlemler alınmadığı, tedavi uygulanmadığı takdirde eklemlerde kireçlenmeye ve hastada yürüme sorunlarına dahi yol açabilmekte, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir.
Kalça Sıkışma Sendromunun Belirtileri
- Kasıklarda ağrı
- Kalça ekleminin hareketi esnasında (arabaya binip inmek, sandalyeye oturup kalkmak, çömelmek, dönmek) ağrı ve batma hissi
- Uzun süre oturma veya yürüme sonrası ağrı
- Kalça hareketi ile ortaya çıkan tıklama veya kilitleme benzeri ses
- Eklem hareketlerinde kısıtlılık, sertlik, donukluk
- Yürüme güçlüğü, topallama
Kalça Sıkışma Sendromunun Nedenleri
Hastada kalça sıkışma sendromunun oluşmasında hem kalıtsal hem de edinsel faktörler etkilidir. Hastalık, çocukluk yıllarında büyüme esnasında kalça kemiklerinin gelişimindeki farklılık/fazlalık nedeniyle ortaya çıkar. Egzersiz yapmak kalça sıkışma sendromuna neden olmaz.
Tanı
Hasta öyküsünün alınması ve fiziksel muayeneyle ortopedi uzmanı kalça ekleminde bir sorunun varlığından şüphelenebilir. Kesin tanı için röntgen, MR veya bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulur ve hastada kalça sıkışma sendromu olup olmadığı ortaya konur.
Tedavi
Kalça sıkışma sendromu olan her hastada yukarıda bahsettiğimiz semptomlar görülmez. Bu hastalara ya hiç tanı konulmaz ya da tesadüfi olarak tanı konur. Bir grup hastada da belirtiler hafif seyreder. Bu durumda ağrıya neden olan hareketlerden kaçınmak, fizik tedavi ve ağızdan alınan anti-enflamatuar ilaçlarla bir tedavi planlanabilir. Ayrıca eklem içi enjeksiyonlardan da yararlanılabilir. Bu uygulamalarla hastanın sorunu çözülemezse cerrahi tedaviye başvurmak gerekir. Ameliyat kapalı olarak artroskopik yöntemle yapılır. Vücutta 1-2 cm’lik iki ya da üç küçük delik açılır. Kamera, ışık kaynağı ve cerrahi enstrümanlar buradan kalça eklemine yerleştirilir. Ameliyatta hastalığa neden olan kemik parçaları tıraşlanır, hasar görmüş dokular ve yırtıklar dikilerek tamir edilir. Ameliyat süresi ortalama 2 saattir. Genelde bir günlük bir yatışın ardından hastanın taburculuğu planlanır. Ameliyat sonrası fizik tedavi ile süreç devam eder. Kısa bir süre koltuk değneği kullanmak gerekebilir. Hastaların bu sürede ağrıları kaybolmuştur ve hekimlerinin önerileriyle de normal yaşantılarına geri dönebilirler. Ancak bazı hareketlerde kısıtlılık olabilir. Hastalar ameliyattan ortalama 4-6 ay kadar sonra herhangi bir sınırlama olmadan eski hareketliliklerine geri dönebilirler. Sporcular da ise süre 1-2 ay daha uzayabilir.