
Boyun Fıtığı Nedir?
Boyun fıtığı ya da servikal disk hernisi. Boynumuzda 7 adet hareketli omur vardır. Bu omurlar, aralarındaki diskler yardımıyla birbirine bağlanır ve hareket eder. Aynı belimiz gibi boynumuz da zamanla aşınır, incinmeye açık hale gelir. Ani ve dengesiz yapılan hareketler veya uzun süre boynu yanlış pozisyonda tutarak çalışma hep boyna zarar verir. Travmalar, kazalar, ağır kaldırma ve bilgisayar başında uzun süre kalmakla oluşan postür bozuklukları da boynumuzu olumsuz ekiler. Tüm bunların sonucunda da, boynumuzda bulunan diskler doğal konumunu kaybeder ve boyun fıtığı oluşur. Hasta, boynunu hareket ettirmekte güçlük yaşayabilir, omuriliği baskı altına girebilir.
Boyun Fıtığının Belirtileri
Hastaların doktora en sık başvurma nedeni boyundan başlayıp, omuza ve kola doğru yayılan ağrıdır. Bu ağrı sıklıkla bir kolda olur. Buna kuvvet kaybı eşlik eder. Zaman zaman elde uyuşma görülebilir.
Boyun fıtığındaki en önemli konulardan biri fıtığın omuriliğe baskı yapıp yapmadığıdır. Omuriliğe bir baskı söz konusuysa bacaklarda ağrı, uyuşukluk ve kuvvet kaybı olur. Boyun fıtığının diğer belirtileri ise şöyledir:
- Yürürken sorun yaşama (takılma, dengesizlik)
- Boyundan başlayıp başın arkasına doğru yayılan ağrı
- Bacaklarda karıncalanma hissi
- Vücutta genel olarak bir dengesizlik, koordinasyon sorunu, refleks zayıflığı
- İnce motor becerilerinde gerileme
Boyun fıtıkları en sık C5-6 ve C6-7 omurları arasında görülür. Fıtığın oluştuğu omura bağlı olarak belirtiler farklılaşır:
- Fıtık C5 sinir kökünü etkiliyorsa; boyundan omzun tepesine doğru yayılan ağrı, omzun yan tarafında zayıflık, duyu kaybı görülebilir.
- Fıtık C6 sinir kökünü etkiliyorsa; boyundan sırt bölgesine ve hatta ele, baş ve işaret parmağa doğru yayılan ağrı, kuvvetsizlik, duyularda zayıflama görülebilir.
- Fıtık C7 sinir kökünü etkiliyorsa; boyundan başlayıp dirseğe ve orta parmağa kadar uzanan ağrı, duyu kaybı, kuvvetsizlik görülebilir.
Tanı
Boyun fıtığı tanısı hasta öyküsü, fiziksel muayene (el, dirsek, refleks kontrolü) ve servikal MR görüntülemesiyle konur. MR taraması ile hastalığın kesin tanısını koymak mümkündür. Elde ettiğimiz görüntü sayesinde fıtığın hangi omurlarda olduğu, boyutu ve omuriliğe zarar verip vermediği tespit edilir. Tedavi planlanır.
Boyun Fıtığı Oluşuma Neden Olan Durumlar
Boyun ağrısı tüm toplumlarda sık görülen bir sorundur. Bu ağrıların kimi gelip geçiciyken kimi bir sağlık probleminin habercisidir. Bu sorunlardan biri de boyun fıtığıdır. Peki, boyun fıtığının ortaya çıkmasına hangi durumlar zemin hazırlar?
Boynun çok uzun saatler hareketsiz kalması bir sorundur. Sürekli bilgisayar veya televizyon başında hareketsiz bir şekilde oturmak boyun fıtığı riskini artırır.
İnce, uzun boyunlu, narin yapılı insanlarda boyun fıtığı daha çok görülür. Boyun adaleleri kadınlarda daha narin olduğu için boyun fıtığı kadınları daha çok etkilemektedir.
Uygunsuz çalışma ortamı boyun fıtığının nedenlerinden biridir. Çalışma sandalyesinin fazla yüksek/alçak olması, sürekli ters pozisyonda çalışma önemli etkenlerdir.
Oturarak uyumak da boyun fıtığını tetikler. Kişi keyfi olarak böyle uyuyorsa bu alışkanlıktan vazgeçmelidir. Yaptığı iş gereği kısa süreli oturarak uyumak zorunda olan kişilerinse boyun yastığı edinmeleri bir nebze de olsa faydalı olur.
Boyun fıtığına neden olan diğer unsurlarsa şöyledir:
- Yaşlanmaya bağlı kemik yapısındaki dejeneratif değişiklikler, kireçlenmeler
- Travmalar, yaralanmalar (trafik kazaları, düşmeler)
- Uzun süre oturmayı gerektiren bazı meslekler: Şoför, yazılımcı, bankacı vd.
- Uzun süre klima havasına maruz kalmak
- Uzun süre ayakta kalmayı gerektiren bazı meslekler: Cerrah, diş hekimi, güvenlik görevlisi, öğretmen, garson, uçuş görevlisi, postacı, kuaför vd.
- Aşırı ağır kaldırma
- Profesyonel spor yapma (ünlü futbolcu Diego Costa, Beşiktaşlı futbolcu Veli Kavlak gibi)
- Ani, dengesiz, yanlış hareketler sonucu boynun hasar alması
- Kırıkçı, çıkıkçı olarak kendini tanımlayan kişilerin müdahalesine maruz kalma ve profesyonel olmayan masajlar
- Sigara kullanımı
- Genetik yatkınlık
- Günlük hayatın gerilimleri, duygusal gerginlikler, yorgunluk
Boyun Fıtığının Tedavisi
Boyun fıtığı tedavilerinde farklı tedavi seçeneklerine sahibiz. Konservatif tedaviler: ağızdan alınan ilaçlar, boyunluk kullanımı, fizik tedavi, enjeksiyon (servikal epidural steroid enjeksiyonu) tedavisi. Boyun fıtığı hastalarının büyük birçoğunda bu yaklaşımlarla tatmin edici sonuçlar alınır. Ancak boyun fıtıklarının kalan %20’lik kısmı cerrahi müdahaleye ihtiyaç duyar.
Ameliyat edilmesi gereken boyun fıtığında, fıtık omuriliğe baskı yapmıştır ve/veya hastanın ağrıları artmıştır, kolda kuvvetsizlik ve duyu kaybı oluşmuştur.
Boyun Fıtığı Ameliyatı
Boyun fıtığını ameliyat etmemizi gerektiren iki temel durum vardır: hastanın artan şikayetleri ve ağrı olup olmadığına bakılmaksızın fıtığın omuriliğe baskı yapması.
Hastanın boynunda, omzunda, kolunda şiddetli ağrı, güçsüzlük (kolda olur), duyu kaybı, karıncalanma varsa cerrahi tedavi gerekir.
Boyun fıtığı omuriliğe baskı yapabilir. Bu durum ağrı ile kendini gösterebileceği gibi kişi hiçbir ağrı da duymayabilir. Bu tür hastaların fıtığını kesinlikle ameliyat etmek gerekir. Aksi takdirde omurilik zarar görebilir ve çok daha büyük sorunlar gündeme gelebilir.
Boyun fıtığı ameliyatı mikroskop veya endoskop ile yapılabilir. Endoskop ile yapılan boyun fıtığı ameliyatına “endoskopik servikal diskektomi”, mikroskop ile yapılan boyun fıtığı ameliyatına ise “servikal mikrodiskektomi” adı verilir. Boyun fıtığı cerrahisinin en iyi yanı ise operasyon sonrası fıtığın nüks etme riskinin neredeyse sıfır olmasıdır.
Servikal Mikrodiskektomi
Boyun fıtığında en sık yapılan servikal mikrodiskektomidir. Boynun sağ ön yüzünde yaklaşık 3 cm’lik küçük bir kesiden mikrocerrahi teknikle yapılır.
Cerrah fıtıklaşmış diski vücut dışına çıkarır. Omurganın doğal yapısını korumak için çıkardığı disk yerine hareketli/hareketsiz metal bir parça konumlandırır. Ameliyat yaklaşık 60 dakikada noktalanır.
Endoskopik Servikal Diskektomi
Endoskop teknolojisindeki gelişmeler sayesinde boyun fıtığı ameliyatları endoskopik yolla yapılabilmektedir. Endoskopik cerrahinin mikrocerrahiden ayrılan en önemli yanı kesi yerinin küçük olmasıdır. Kesi yeri uzunluğu mikroskopla yapılan ameliyatta 2 cm iken endoskopla yapılan ameliyatta 0,5 cm’dir. Böylece doku hasarı azalır ve cerrahi sonrası hastanın iyileşme süreci hızlanır.