Bel Fıtığı
Bel fıtığı ya da lomber disk hernisi. Omurga 3 bölümden oluşur; servikal, torakal, lomber. Bel fıtığı, omurganın en alt bölümü olan lomber kısımda oluşur. Bel omurgasını oluşturan beş adet omur mevcuttur. Bu omurlar arasında da rahat hareket etmemizi sağlayan diskler vardır. Zamanla bu diskler aşınabilir, yerinden oynayabilir. Bu durum bel fıtığı olarak tanımlanır. Doğal konumunu terk etmiş bu diskler omuriliğe ve omurilikten çıkan sinirler üzerinde baskı yapar. Kişi, belinde, kalçasında, bacağında ağrı hisseder.
Bel Fıtığının Belirtileri
Hastalarda en sık karşılaştığımız şikayet genellikle bel, kalça, bacak ve ayaklara yayılan ağrıdır. Diğer öne çıkan semptomlar ise şöyledir:
- Bacak ve ayaklarda karıncalanma, uyuşukluk, kas güçsüzlüğü
- Hareket kabiliyetinde azalma, çabuk yorulma
- Otururken, yürürken zorluk çekme
- Kuvvet ya da reflekslerde azalma
- İdrar ve/veya gaita kaçırma (ileri seviye)
Bel Fıtığının Nedenleri
- Yaşlanan vücutla birlikte omurga da yaşlanır. Bu nedenle yaşlı kişilerde omurga hasar almaya daha açık hale gelir.
- Aşırı kilo, ağır yük kaldırma, ağır spor aktiviteleri, hareketsiz yaşam tarzı da bel diskinin zayıflatabilir ve fıtık oluşumunu kolaylaştırır.
- Genetik faktörlerin de fıtık oluşumunu etkilediği düşünülmektedir.
- Uzun yol şoförü olmak, inşaat işçisi olmak ya da günde 8-10 saat maşa başında çalışmak kişide bel fıtığı riskini artırır.
- Sigaranın omurga sağlığını tehdit ettiği bilinmektedir. Sigara, disklerimize giden oksijeni azaltır ve disklerin kendini yenileme kabiliyetini azaltır. Nihayetinde hasta bel fıtığına dek uzanan bir dizi sorunla karşılaşır.
Ağır kaldırmak bel fıtığına neden olur mu?
Toplum içinde bel fıtığının en önemli nedeni ağır kaldırmak olarak düşünülür. Bu bir ölçüde doğrudur. Ancak asıl neden bu ağırlığı dengesiz ve ani bir biçimde kaldırmaktır. Ayrıca bu dengesiz ve ani kaldırılan yükün çok da ağır olmasına gerek yoktur. Kişi yere düşürdüğü şişesini dahi alırken ani, yanlış bir hareket yaparak beline zarar verebilir.
Tanı
Bel fıtığı hastaları genellikle ağrıları yoğunlaştığında hekime başvurur. Fiziksel muayene ve hasta öyküsünde bel fıtığından şüphe ettiren bir durum var ise radyolojik görüntülemeye başvurulur. MR taraması ile hastada bel fıtığı olup olmadığı ve varsa ne tür bir tedaviye gereksinim duyduğu tespit edilir. Zaman zaman BT, EMG ve röntgen gibi tanı teknolojilerine de başvurulabilir.
Bel Fıtığının Tedavisi
Bel ağrılarının %5’i fıtık nedenlidir. Tüm bel fıtıklarının ise sadece %15’i cerrahi tedaviye ihtiyaç duyar. Yapılan tetkikler sonrası hastada bir bel fıtığı tespit edildiyse cerrahi önce farklı yaklaşımlar değerlendirilir; istirahat, ağızdan alınan ilaçlar, fizik tedavi ve korse. Bu yöntemlerle hastanın ağrıları azaltılıp hayat kalitesini artırılmaya çalışılır. Doğru merkezlerde doğru hastalara uygulandığında faydaları da görülür.
Mikroskobik Diskektomi
Bel fıtığına en sık uygulanan ameliyatıdır. Fıtıklaşmış ve omuriliğe baskı yapan disk ve diğer kopmuş parçalar temizlenir, vücut dışına çıkarılır.
Operasyon, genel anestezi altında gerçekleştirilir. Ameliyat, belin arka tarafında açılan yaklaşık 2 cm çapında (bir üzüm tanesi kadar) bir kesi yerinden vücut içine cerrahi enstrümanları yerleştirerek yapılır.
Her şey yolundaysa hastalar ameliyatın ertesi günü taburcu edilir. Tüm hastalara ilk bir hafta istirahat önerilir. Ameliyattan ortalama bir hafta sonra ise hasta kontrol muayenesine davet edilir. Hasta artık günlük yaşantısına dönebilir. Uzun yolculuklara, ağır spora, ağır beden işine dönmek için ise biraz daha beklemek gerekir. Hekiminiz en doğru zamanı söyleyecektir.
Endoskopik Bel Fıtığı Ameliyatı
Tam kapalı bel fıtığı ameliyat ya da endoskopik diskektomi.
Günümüzde endoskop teknolojisindeki gelişmeler ve cerrahinin birçok alanında bu teknolojinin kullanılması bel fıtığı ameliyatlarının da endoskopik yolla yapılabilmesinin önünü açmıştır. Endoskopik ameliyatın mikroskobik ameliyattan ayrışan en önemli yanı vücutta açılan kesi yerinin daha küçük olmasıdır. Mikroskobik bel fıtığı ameliyatında kesi büyüklüğü 2-3 cm iken endoskopik ameliyatta kesi yeri 1 cm’den daha küçüktür. Ayrıca mikroskobik ameliyatın aksine omurlara sırttan değil belin yanından açılan bir kesiyle ulaşılır. Bu sayede doku hasarı azalır ve cerrahi sonrası hastanın iyileşme süreci daha hızlı geçer.